Sokushinbutsu
Sokushinbutsu, Japonya'daki Shingon Budizmi geleneğine ait mistik ve bir o kadar da korkutucu bir ritüeldir. Bu ritüel, kendini manevi aydınlanma uğruna feda eden keşişlerin kendi bedenlerini canlı canlı mumyalama sürecine verilen isimdir. Sokushinbutsu uygulaması, son derece zorlu, acı dolu ve yıllarca süren bir süreçtir. Antik Japonya'da çok az sayıda keşiş bu ritüeli başarıyla tamamlayabilmiştir, ancak başarıya ulaşanlar, ölümlerinden sonra kutsal kabul edilmiş ve Budalaştırılmıştır. Bu yazıda, sokushinbutsu geleneğinin arkasındaki tarih, süreç ve bu ritüelin Japonya’daki derin manevi anlamını keşfedeceğiz.
Sokushinbutsu’nun Tarihi ve Felsefi Temelleri
Sokushinbutsu geleneği, özellikle Japonya'nın Yamagata bölgesinde yaşayan Shingon Budizmi keşişleri tarafından uygulanmıştır. Shingon Budizmi, 9. yüzyılda Japonya'ya getirilen esoterik bir Budist mezheptir ve öğretilerinde karma, reenkarnasyon ve aydınlanma temalarını ön plana çıkarır. Sokushinbutsu ise bu mezhebin en aşırı ve mistik pratiklerinden biri olarak bilinir.
Sokushinbutsu'nun temel amacı, keşişlerin kendilerini tamamen arındırarak ölümden sonra dahi varlıklarını sürdürebileceklerine ve Budalaşabileceklerine inanmalarıdır. Bu süreç, fiziksel bedenin korunmasıyla manevi aydınlanmaya ulaşmanın bir yolu olarak kabul edilir. Bu keşişler, ölümlerinden sonra çürümeden varlıklarını sürdürerek, yaşayanlara rehberlik etmeye devam edeceklerine inanırlardı.
Kendi Kendini Mumyalama Süreci: Fiziksel ve Ruhsal Bir Yolculuk
Sokushinbutsu süreci, binlerce günlük acı ve zorluklarla dolu üç aşamalı bir ritüelden oluşur. Bu aşamalar, keşişin bedenini ve ruhunu ölüm sonrasına hazırlamayı amaçlar. Keşişler bu zorlu süreci, bedenlerini çürümeden koruyarak, kendilerini canlı canlı mumyalamak için gerçekleştirirlerdi.
1. Aşama: Besin ve Fiziksel Aktivite ile Arınma
Sokushinbutsu'nun ilk bin gününde, keşişler günlük yaşamlarında büyük bir değişiklik yapar. Diyetleri, sadece tohumlar, fındıklar, meyveler ve ormandan topladıkları doğal ürünlerle sınırlıdır. Ayrıca bu süreçte, keşişler günlük yoğun fiziksel aktiviteler yaparak vücutlarındaki yağ oranını mümkün olduğunca azaltırlar. Vücutta depolanan yağlar, ölüm sonrası çürümenin başlıca nedeni olduğundan, keşişler yağlarından arınmayı bir gereklilik olarak görürler.
2. Aşama: Zehirli Çay ve Vücut Sıvılarının Azaltılması
İlk bin günlük arınma sürecinin ardından, keşişler ikinci bin gün boyunca daha sert bir diyete geçerler. Bu aşamada, sadece ağaç kabukları ve köklerle beslenirler. Bu süreç, vücut sıvılarını en aza indirmeyi ve bedenin mumyalanmasını kolaylaştırmayı amaçlar.
Bu aşamanın en çarpıcı yanı, keşişlerin içtiği zehirli bir çaydır. Urushi ağacı adı verilen bir ağaçtan elde edilen zehirli bir sıvı, keşişler tarafından tüketilir. Bu sıvı, vücutlarında zehirlenme etkisi yapar ve kusma, hızlı sıvı kaybı gibi sonuçlar doğurur. Aynı zamanda bu zehir, vücutta bakterilerin ve böceklerin oluşumunu önleyerek çürümenin önüne geçer.
3. Aşama: Meditasyon ve Nihai Ölüm
Sokushinbutsu’nun son aşamasında, keşişler kendilerini tamamen izole ederler. Küçük bir taş mezar veya dar bir odacığa çekilirler ve burada, lotus pozisyonunda meditasyon yaparak beklerler. Bu süreç, fiziksel varlığın tamamen yok oluşuna, ancak ruhsal aydınlanmanın zirvesine ulaşma inancına dayanır. Keşişler, günlük olarak dışarıya bir çan sesi göndererek hala hayatta olduklarını belirtirler. Ancak çan sesleri bir gün durduğunda, keşişin hayata veda ettiği anlaşılır ve mezar kapatılır.
Mezar, bin gün boyunca kapalı kalır. Bu süre zarfında, keşişin bedeni doğal yollarla korunur ve bu süre dolduğunda mezar açılarak mumyalama işleminin başarılı olup olmadığı kontrol edilir. Eğer keşişin bedeni çürümemişse, bu keşiş bir Buda olarak kabul edilir ve tapınakta kutsal bir figür olarak saygıyla anılır. Ancak bedeni çürümüşse, keşişin çabaları yine de takdir edilir ancak kutsallaştırılmaz.
Sokushinbutsu’nun Manevi ve Kültürel Anlamı
Sokushinbutsu, Japon kültürü ve Budizm için sadece fiziksel bir başarı değil, aynı zamanda derin bir manevi deneyimdir. Kendini bu ritüele adayan keşişler, yaşamlarını tamamen bu sürece adar ve nihai hedefleri aydınlanmaya ulaşmaktır. Bu ritüel, insan bedeninin ölümsüzlüğünü değil, ruhun ölümsüzlüğünü ve fiziksel bedenin aydınlanma arayışında bir araç olduğunu simgeler.
Bugün, sokushinbutsu geleneği Japonya’da aktif olarak uygulanmasa da, bu keşişlerin mumyalanmış bedenleri hala bazı tapınaklarda sergilenmekte ve saygıyla anılmaktadır. Sokushinbutsu, insanın kendini tamamen bir inanca adamasının ve fiziksel varlığını bile bu yolda feda etmesinin en uç örneklerinden biridir.
Sokushinbutsu, insanlık tarihinin en ilginç ve mistik uygulamalarından biri olarak kalmaya devam ediyor. Bu keşişlerin özverisi, sabrı ve derin manevi inançları, günümüz dünyasında bile hayranlıkla karşılanmaktadır. Kendi kendini mumyalayan bu keşişler, yalnızca Budist öğretilerin bir yansıması değil, aynı zamanda insanın inanç ve adanmışlık yolundaki sınırsız potansiyelinin de bir sembolüdür.
0 Yorumlar