ODTÜ Teknokent’te Geliştirilen Yapay Zeka Tabanlı Disleksi Tanı Teknolojisi: Göz Hareketlerinden 15 Dakikada Teşhis

Yapay Zeka Tabanlı Disleksi Teşhis 15 Dakikada 

Disleksi, dünya genelinde milyonlarca çocuğu etkileyen bir öğrenme bozukluğu olarak bilinir. Bu bozukluk, okuma ve yazma becerilerini etkileyerek çocukların akademik performansında zorluklara yol açar. Özellikle erken tanı, disleksi ile başa çıkmada büyük bir önem taşır. Erken yaşlarda tanı konulması, çocukların eğitsel ihtiyaçlarının hızlı bir şekilde belirlenmesine ve gerekli müdahalelerin zamanında yapılmasına olanak sağlar. Bu alandaki çalışmalara bir yenisi de ODTÜ Teknokent’te geliştirilen yapay zeka tabanlı bir teknoloji ile eklendi. TÜBİTAK desteğiyle geliştirilen ve Eyesoft firması tarafından üretilen bu teknoloji, disleksi tanısında devrim niteliğinde bir adım olarak öne çıkıyor.

Disleksi Tanısında Yapay Zeka Dönemi

Geleneksel disleksi tanı yöntemleri genellikle uzman görüşmelerine, uzun testlere ve kapsamlı gözlemlere dayanır. Bu süreç, çocuklar ve aileleri için zaman alıcı ve stresli olabilir. Ancak ODTÜ Teknokent’te geliştirilen bu yeni teknoloji, bu süreci önemli ölçüde kısaltarak disleksi tanısını yalnızca 15 dakika içinde yapabiliyor. Üstelik bu tanı, çocuğun sadece göz hareketlerini analiz ederek gerçekleşiyor.

Bu yenilikçi teknoloji, çocukların okuma sırasında göz hareketlerini yapay zeka algoritmalarıyla inceliyor. Disleksi, göz hareketlerinde anormal paternler yaratır. Gözlerin kelimeleri takip etme hızı, kelime atlamalar ya da geriye dönüşler gibi davranışlar, disleksinin bir belirtisi olabilir. Yapay zeka, bu incelemeleri hızlı bir şekilde gerçekleştirerek uzmanların uzun süreli analizler yapmasına gerek bırakmadan tanı koyabiliyor.

Projenin Arka Planı ve Prof. Dr. Kürşat Çağıltay'ın Rolü

Bu çığır açan teknolojinin Ar-Ge direktörlüğünü, Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Kürşat Çağıltay üstleniyor. Prof. Dr. Çağıltay, Türkiye’de yapay zeka ve eğitim teknolojileri alanında önemli çalışmalara imza atmış bir isim olarak biliniyor. Özellikle eğitimde yapay zekanın kullanımı konusundaki uzmanlığı, bu projeye büyük bir katkı sağladı. O, göz hareketlerinin analizi ve yapay zeka algoritmalarıyla zenginleştirilmiş veri modellerinin kullanılması konusunda öncülük ederek, bu projeyi hayata geçirdi.

Prof. Dr. Çağıltay, yapay zeka ve eğitimin kesişim noktalarını ele alan birçok akademik çalışma yapmış ve çeşitli projelere danışmanlık yapmıştır. Eyesoft ile birlikte yürüttükleri bu proje, disleksi tanısında hem Türkiye’de hem de dünya genelinde önemli bir etki yaratmayı amaçlıyor. Disleksili çocukların erken teşhis edilmesi, onların daha etkili öğrenme yöntemleriyle buluşturulmasını sağlayabilir ve akademik başarılarını artırabilir.

Disleksi Tanısının Eğitimdeki Önemi

Disleksi tanısı koymanın zorluklarından biri, çocukların okuma becerilerindeki sorunların genellikle daha ileri yaşlarda fark edilmesidir. Okul döneminin başlangıcında bu tür sorunların belirlenmesi güç olabilir, çünkü çocukların gelişim hızları farklılık gösterir. Bu nedenle birçok çocuk, disleksi tanısı alamadan akademik hayatına başlar ve sorunlar büyüdükçe daha karmaşık hale gelir. Ancak, ODTÜ Teknokent’te geliştirilen bu yapay zeka tabanlı teknoloji, disleksi belirtilerini çok daha erken bir aşamada tespit edebiliyor.

Bu teknoloji sayesinde, çocuklar okul öncesi dönemde bile değerlendirmeye alınabilir ve potansiyel disleksi sorunları erkenden fark edilebilir. Erken müdahale, çocukların okuma ve yazma becerilerini geliştirecek özel eğitim programlarına dahil edilmesini sağlar. Bu da onların ilerleyen eğitim hayatlarında daha başarılı olmalarına olanak tanır.

Teknolojinin Eğitim Sistemine Entegrasyonu

ODTÜ Teknokent’te geliştirilen bu teknoloji, eğitim sistemine entegre edilerek geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyor. Özellikle okullarda, rehberlik servisleri tarafından uygulanabilecek bu sistem, çocukların göz hareketlerini hızlı bir şekilde tarayarak disleksi riski taşıyan çocukları belirleyebilir. Bu, yalnızca bireysel bazda çocuklara fayda sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda eğitim politikalarının belirlenmesine de yardımcı olabilir.

Eğitim kurumlarının disleksi gibi öğrenme bozukluklarına karşı daha donanımlı hale gelmesi, toplumda eğitimin kalitesini artıracaktır. ODTÜ Teknokent’te geliştirilen bu yapay zeka tabanlı teknoloji, disleksi tanısı konusundaki mevcut sınırlamaları aşarak hem Türkiye’de hem de dünya genelinde eğitimde fırsat eşitliğini artırma potansiyeline sahiptir.

Disleksi, çocukların akademik hayatında önemli zorluklar yaratabilecek bir öğrenme bozukluğudur. Ancak, ODTÜ Teknokent’te Prof. Dr. Kürşat Çağıltay ve ekibinin geliştirdiği yapay zeka tabanlı teknoloji, bu sorunun erken aşamada tespit edilmesine olanak tanıyor. Çocukların göz hareketlerinden yalnızca 15 dakika içinde disleksi tanısı koyabilen bu teknoloji, eğitimde devrim niteliğinde bir yenilik olarak öne çıkıyor. Eğitimde erken müdahale ve doğru teşhis, çocukların gelecekteki başarılarında önemli bir rol oynar ve bu teknoloji, bu amaca ulaşmada büyük bir katkı sağlayabilir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar